8 Ocak 2015 Perşembe

Böğürtlen Kışı/ Sarah Jio | Kitap Yorumu #3

Yazar Adı: Sarah Jio


Çevirmen: Duygu Parsadan

Yayın Evi: Akadya Yayınları

Sayfa Sayısı: 360

Baskı Yılı: 2013


Arka Kapak: 

"Canım Daniel'ım,

Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum."

Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel'ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel'ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı.

Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera'yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir…''



Pek fazla bu tür kitapları okumayan ben, elime geçtiği andan itibaren kitabı soluksuz okumaya başlayıp aynı gün içerisinde bitirdim. Sarah Jio’nun kaleminden okuduğum ilk kitap olmasına rağmen kalemine hayran kaldığımı belirtebilirim. Kitabı bitirdiğiniz zaman etkisinde kalacağınızın kesinliğini söylemek istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse kitabı alırken gerçekten büyük bir tereddüt ile aldım. Çoğunlukla polisiye/fantastik/gerilim üçlemisini okuduğum içindi sanırım bu tereddüttüm. Bir kitabın etkisinde bu kadar kaldığımı hatırlamıyorum, gerçekten şu an favori kitaplarımın aralarında Böğürtlen Kışı’da bulunuyor. Almak istiyorsanız ve benim gibi almadan önce büyük bir tereddüt içerisindeyseniz, size diyebileceğim tek şey kesinlikle almanız. Eğer okumadıysanız bir kitapçıya girin ve Böğürtlen Kışı’nı alın! Bu kitabı okumadan önce yanınızdan mendil kutunuzu eksik etmeyin.
Kitapta en sevdiğim diyaloglardan birini buraya yazmadan geçemeyeceğim:
‘’Hangisi daha zor, bilmiyorum. Birini aniden kaybetmek mi, yoksa yavaş yavaş, günden güne kaybetmek mi?’’
Vera Ray güçlü karakteriyle âşık olduğum bir karakter. Vera’nın sonu böyle olmamalıydı. Keşke Charles ile kavuşup büyük evlerini Daniel’in neşeleri kahkahaları doldursaydı. Charles… Ah, salak adam! Hatırladıkça sinirleniyorum. Claire ve Vera’nın kişilik yapısı o kadar çok benziyor ki… Âşık olunası kadınlar. Dominic, Claire’yi hak eden sendin Ethan değil! Cassandra… Aklıma geldikçe kafasını duvara sürtüp kıvılcım çıkana kadar devam edesim geliyor! Hiçbir kitap karakterinden ölesiye nefret ettiğimi hatırlamıyorum fakat bu karakter insanın tansiyonunu zıplatıyor. Eğer karakter gerçek olsaydı; gerçekten onu bulup ölesiye dövebilirdim.

Daha fazla spoi vermek istemediğim için yorumu burada kesmek zorundayım. Diğer bir kitap yorumunda görüşmek üzere… 



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

2 yorum:

  1. Mimlendin! ^^ http://athenaninguncesi.blogspot.com.tr/2015/01/high-school-musical-book-tag-mimlendim.html

    YanıtlaSil
  2. Sen bizim kaç senelik Arkadya gel Akadya ol hjkdls Playlistindeki şu three days grace için kaldım biraz da blogunda valla Irmak, bunun nightcore versiyonunu da dinle, o da çokoş hjdkflgşh

    YanıtlaSil

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML